5 Kasım 2011 Cumartesi

İSTAYANBUL

Korkutuyor bu hızlı değişimi,
Kupkuru rüzgarıyla canımı acıtıyor.
Elim kolum mu bağlı benim?
Memleketim deyip kucaklayasım gelmiyor.
Okullarında verdiği sızılar,
Gecelerinde hapsettiği ıssızlık,
İstanbul özlemimi yaşatıyor doya doya.
Kavgalarım sürerken,bir İstanbul ,
Bir Kız Kulesi,bir Galata
Çağırıyor kalkmaya hazır bir otobüs,
Memleketim düşse de kıskançlığa.
Sıkıntısı var burada yaşamanın.
Her yer fazla tanıdık,
Eskilerden biraz kalıntı,
İyiden çok kötü yaşanmışlık.
Kendimle kalamayan ben.
İstanbul’un kalabalık yalnızlığına aşık.
Denizinin balıkları pek de şık.
Herkes kendi ‘İstanbul’unda aslında,
Biri Nişantaşı’ndaysa biri Beyoğlu’nda bir barda.
Biri balık satıyor 3 liraya,
Biri oturmuş düşünüyor deniz kıyısında.
Bense İstanbul’a aşık kaldım uzakta.
Bir iki kez kavuştum,
Akşamlarımı geçirdim camilerin manzarasında.
Martılar geçti,
Şarkılar söyledim otel balkonunda.
Kıskandı bu şehir aşkımı.
Tez zamanda ayrılık koydu araya.
Kaç zamandır düşemedim Haydarpaşa’ya.
Bu şehirde bir oraya bir buraya savrulurken,
Her gün aynı zoraki yollar.
Sevimsiz ve kısa boylular.
Bana saygı duymuyorlar.
Sokak lambaları bencil burada.
Nerede o boğazın ışıkları…
O kocaman binaları.
Gösterişli şehir İstanbul.
Damarlarında tarihimizin kanı.
Sultan Mehmet de hayrandı,
Orhan Veli de.
Ben de hayranım İstanbul’a.
Atamın kokusunu hissederim,hüzünlü.
Cennet Dolmabahçe sarayında yankılanır vedası hala.
Bir kahraman asker yitti İstanbul’da.
İstanbul başka.
İstanbul kadar asil değil bu şehir.
İstenmediğini biliyor,
Yorulduğumu görüyor,
Yine de benden vazgeçmiyor.


                                  YELİZ AYAN-01.08.10

                                





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder